Atıkta 100 milyarlık değer var

Escarus'un DÜNYA Gazetesi işbirliği ile düzenlediği Sürdürülebilirlik Buluşmaları'nda bu defa "atık ekonomisi" konuşuldu. Uzmanlara göre çöpten çıkacak servetin boyutu 100 milyar TL'yi bulacak. (Ece Ceyhun)

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

ECE CEYHUN

Bir dakika durur musunuz?.. Az evvel çöpe attığınız o ambalaj paketi, evdeki cam kavanoz, içtiğiniz kutu içecek, işi bitti diye kenara ayırdığınız bluzunuz… İsterseniz bir daha düşünün ve atmayın… Ayrıştırın… Ambalajı, camı, plastiği, elektroniği… Bu saydıklarımız sadece birer örnek, bunları niceleri ile çoğaltabilirsiniz. Aslında ayrıştırsak, 'çöpten çöp çıkarmasak' bu atıkların yaratacağı istihdam, fabrika yatırımı, makine teçhizatı derken oluşacak ekosistemin değeri tam 100 milyar TL.

Hepimiz 1 Ocak'tan sonra poşete para ödeyeceğimizi öğrendik. Ama 2019'da bizi Çevre Kanunu'nda pek çok değişiklik bekliyor. Yenilenen Çevre Kanunu'nda sıra ikincil mevzuatlara geldi. Şunu şimdiden bilmenizde fayda var, 1 Ocak'tan itibaren içinde 'atığın' da olduğu pek çok alışkanlık hayatımıza girecek. Moderatörlüğünü DÜNYA Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hakan Güldağ'ın yaptığı Escarus Sürdürülebilirlik Toplantıları'nda atık ekonomisini konuşalım istedik. Konuşmacılarımız ise İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Öğretim Üyesi ve Sürdürülebilir Üretim ve Tüketim Derneği Başkanı Prof. Dr. Filiz Karaosmanoğlu, Benli Recycling Grup Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Ömer Benli, Nezih Ticaret Yönetim Kurulu Başkanı ve Erdem Holding Yönetim Kurulu üyesi Gökhan Erdem ve Arçelik Türkiye Genel Müdürü Cemal Can Dinçer oldu. Konuşmacıları ortak paydada toplayan söz ise Prof.Dr. Filiz Karaosmanoğlu'ndan geldi. Karaosmanoğlu, Türkiye'nin 'çöpten çöp çıkartmaması' gerektiğini inanıyor. Karaosmanoğlu, "Çöpe, kömür, petrol, doğalgaz, orman, tarla, cevher gibi bakmayı öğrenmemiz gerek. Atık hammaddedir. Atık ulusal servettir" diyor.

Atık ekonomisi patlayacak yatırıma sakın geç kalmayın

TSKB Sürdürülebilirlik Danışmanlığı AŞ-Escarus Genel Müdürü Hülya Kurt toplantıda Escarus olarak yeşil ekonomi başlığı altında atık ekonomisini uzun zamandır incelediklerini ve elde ettikleri bulguların İngiltere, Japonya, Almanya, Çin gibi ülkelerin kriz ya da sıkıntılı dönemlerde yeşil ekonomiyi harekete geçirerek önemli bir çıkış hamlesi yakaladıklarını gösterdiğini anlattı. Kurt, Japonya'da 46 çeşit atığın ayrıştırıldığı örneğini vererek "İsveç, tükettiği enerjinin bir kısmını çöpten elde ediyor. 2017 yılında topladığı çöpün enerji üretimine yetmeyeceğini düşünerek 2.3 milyon ton ev atığını Norveç, İngiltere ve İrlanda'dan ithal ediyor. Ülke örnekleri bize teknoloji ve inovasyon odaklı bir hamle ile pozitif kaldıraç yarattıklarını gösterdi. Üstelik bu sektöre finans kesimi de kaynak sağlama açısından iyi bir noktada. Atık ekonomisi patlayacak, geç kalmadan yerinizi alın tavsiyesi veriyoruz" diye konuştu.

2019'da en çok coşacak sektör atık olacak

Atık yönetiminde çoklu kazanç olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Filiz Karaosmanoğlu, "Türk iş dünyası olarak bugün bölgemize teknoloji satıyoruz. Uluslararası yatırım yapıyoruz. Atık yönetiminde de çoklu kazanç var. İstihdam yaratıyorsunuz. Milli servete, yerli teknolojiye destek oluyorsunuz ve para kazanıyorsunuz. Çevre Kanunu yenilendi. Sektöre izleme-kontrol-denetim geliyor. Yakın dönemde en çok coşacak sektör atık olacak. Atıktaki ekonomiye ulaşacağız. Yeşil ekonomi denildiğinde hala olaya çiçek-böcek diye bakanlar da var. Hemen maliyeti ne olacak diye soranlar da. Öncelikle iş dünyasının burada bir değer olduğunu görmesi gerekiyor. Atığa gömmeden değer kazandırmak gerekiyor" ifadelerini kullandı. Karaosmanoğlu ayrıca Ağustos 2019'un sektörün rehabilitasyonu için de milat olacağını kaydederek şöyle devam etti: "Yeni dönemde 'Sen bu atığı nereden buldun? Çıkardığın atık nerede?' diye atığın yolculuğu sorulacak, sorgulanacak.

Hesap 7.5 milyar TL'den başlıyor

Hesabı bizim için Gökhan Erdem'in katkıları ve Prof. Dr. Filiz Karaosmanoğlu'nun yönlendirmesi ile Ömer Benli yaptı. Hesap şu: Türkiye'de yıllık 30 milyon ton çöp çıkıyor. Bunun içindeki 7.5 milyon ton olan ambalaj atığını çöpe atıyoruz. Bu atıkların tonu ortalama 1.000 TL. Yani çöpe giden atığın salt değeri 7.5 milyar TL. Atığı işleyip granül hale getirdiğinizde bu değer üçe katlanıyor. Nihai ürüne çevirdiğinizde ise gelen değer dörde katlanıyor. İçinde enerji sektörüne yaratılabilecek katma değeri eklemeseniz de toplama anından itibaren oluşacak, atığın kutusu, kamyonu, yarattığı istihdamı, fabrikasıyla oluşan ekosistemin büyüklüğü çarpanlarıyla beraber 100 milyar TL'ye varıyor. Rakam ilk hesaplandığında biz iddialı bulduk. Ona da noktayı Karaosmanoğlu koydu. AB ülkelerinin çöpten yarattığı değer 400 milyar euro olarak hesaplanıyormuş. Ama onlar çöpün yüzde 70'ini bizse ancak ve iyimser tahminlerle yüzde 5'ini toplayabiliyoruz.

İsterseniz başa dönelim… Gelin 'siz o ambalajı atmayın' diyelim...

Sorunlar, çözüm önerileri ve ödevler

Toplantıda söz döndü dolaştı sektöre düşen ödevler, iyi örnekler ve yapılması gerekenlere de geldi.

Prof. Dr. Filiz Karaosmanoğlu:

"Çevre Bakanlığı ve TBMM Çevre Komisyonu ile atık sektörü yakın iletişimde. Ankara atık konusunda her türlü bilgiyi, öneriyi büyük bir dikkatle dinliyor. Bu durum sektör için büyük fırsat. Şimdi 'lobi' zamanı. Sektör dernekleri atığın değerli bir cevher gibi hammadde olduğu farkındalığını artırmalı" dedi.

Gökhan Erdem ve Ömer Benli, sokak toplayıcıları sorununa işaret etti

Gökhan Erdem: "Türkiye'de hiçbir sosyal güvencesi olmadan çalışan sokak toplayıcıları üzerinden ölçülemeyen bir iş dönüyor" sözlerine Ömer Benli, "Kamunun bir sistem, bir proje ortaya koyması gerekiyor" diyerek destek verdi.

Cemal Can Dinçer ise tasarrufun Türklerin genetik yapısında olduğuna işaret ederek "Toplum olarak bir seferberliğe, bir farkındalığa ihtiyacımız var. Arçelik'te atıkların yüzde 96.4'ü yeniden bir ekonomik değere dönüşüyor. 2020'de bu oran yüzde 98'e çıkacak" dedi.

Hülya Kurt, yapılması gerekenleri vadelere ayırarak tanımladı. Kısa vadede atıkların kaynakta azaltımını sağlayacak teşvikler verilmesi, orta vadede lojistik optimizasyonunun yapılması, uzun vadede ise endüstriyel simbiyoza doğru bir yönelimin sağlanması gerektiğini ifade etti.

Türkiye ikili ayrıştırma yapmalı

Tartışmalar çeşitli... Verilen en uç örnek de birkaç defa tekrarladığımız gibi Japonya. 46 ayrı maddeyi ayrıştırıyorlar. Avrupa'da da bu sayı yüksek. "Peki Türkiye ayrıştırmayı kaç kategoride yapmalı?" diye sorduğumuzda Ömer Benli de Gökhan Erdem de "İkili ayrıştırma yeter" dedi. Buna neden olarak da önce teknolojiyi gösterdiler. Teknoloji artık gıda ile diğer her türlü ambalajı ayrıştırabilecek noktaya gelmiş. İkincisi de ülke içindeki coğrafya ve tüketim alışkanlıklarından kaynaklanan fark. Her iki konuşmacı da, "Biz her halükarda o atığı işlemden geçireceğiz. Şu anda gönüllülük esasıyla ilerleyen kaynakta ayırma işleminde çok da kafa karıştırmamak lazım. Bu aynı zamanda gereksiz konteyner kullanımını engelleyeceği gibi toplamada kullanılacak kamyon sayısını da azaltır. Pahalı bir akaryakıt ile ucuz bir ürün toplayarak israf yaratmamak da gerek" görüşünü aktardı.

Şirketler ne yapıyor

"Atıkta değer var" diyerek yatırım yapan Benli Recycling Grup Genel Müdürü Ömer Benli, Erdem Holding Yönetim Kurulu üyesi Gökhan Erdem ve Arçelik Pazarlama Genel Müdürü Cemal Can Dinçer işin ekonomisinin yarattığı değeri kendi şirket örnekleri üzerinden anlattılar. Söz onların:

Sanayicinin maliyetine atık eklenmemeli, işi ehli yapmalı

Türk basınında son 20 yılda ağırlıklı olarak Genpa ile tanınan 1965 yılından günümüze Dr. Zeynel Abidin Erdem'in telekomünikasyon, enerji, inşaat ve yapı malzemeleri, gayrimenkul, üretim, geri dönüşüm ve atık yönetimi işlerini Erdem Holding çatısı altında birleştirdiğine değinen Erdem Holding Yönetim Kurulu Üyesi Gökhan Erdem, Türkiye'de atık ekonomisinin evde 'doğru' ayrıştırmayla başlaması gerektiğine inanıyor. Çevre Kanunu'nda çıkacak ikincil mevzuatlarla işin özel sektöre devredilmesini beklediklerini de aktaran Erdem, "Firma ve fabrika atıkları tarafında işler belli bir raya oturdu. Atıkta değeri biz evlerden çıkartacağız. Evden çıkacak bilinçsiz atık onun ekonomik değere ulaşımını da engeller. Kutudan, kamyonla sahaya gelene kadar bir alt yapı gerekiyor ve bu yatırımı da özel sektör oluşturabilir. Sanayi atığı ile ev atığı arasında denge sağlanmalı. Sanayici atığını ücretle satmalı ve maliyetine 'atık' eklenmemeli. Herkese lisans ve belge verilmesi de bir sorun olarak karşımıza çıkıyor. Bazı atıkları hemen gömmemek gerekiyor. İşin ehli olmayan firmalarda tesisin maliyeti kurtarmadığı için hiçbir işlemden geçirilmeden gömülen atıklar var" dedi.

Türkiye atıklarının ancak yüzde 5'ini Avrupa yüzde 70'ini değerlendiriyor

Ömer Benli'nin anlatımıyla Benli Recycling Grup 1968 yılından bu yana atık işi yapıyor. 2000'li yılların başında hurdacılıktan çıkıp işi büyütmeye karar veriyorlar. Avrupa'daki iyi örnekleri yerinde inceleyip teknoloji transferi yapıyorlar. Bugün geldikleri noktada Benli Recycling Grup olarak birçok teknolojiyi kendileri üretiyorlar. Bugün 5 belediyede kullanılan tam otomatik ayırma tesislerini onlar kuruyorlar. Hatta Avusturya' da atık makine teknoloji firmaları var. Eskişehir Odunpazarı Belediyesi için 2006 yılından beri kaynakta toplama çalışması da yapıyorlar. 400 bin kişinin yaşadığı ilçede 250 bin kişinin evinden aylık yaklaşık bin ton ambalaj atığı topluyorlar. Şirketlere atık yönetimi hizmeti verdikleri gibi ahşap paletleri de geri dönüşümle ekonomiye kazandırıyorlar. "Bize gelen her atık ekonomiye geri dönüyor" vurgusunu yapan Ömer Benli, şöyle konuştu: "Yeni Çevre Kanunu çıktı. Lastik, akü, pil, bitkisel yağlar, elektronik ekipman atığına kadar konu geniş ama en günceli evlerimizdeki atık. Türkiye'nin ekonomiye ve enerjiye kazandırabileceği atığı çok fazla. Türkiye'nin ambalaj atıklarını kaynakta ayrıştırmaya bir an önce başlaması lazım. Suyumuzu pet şişeden içiyoruz. Kullandıktan sonra çöpe atıyoruz ama plastiğini ithal ediyoruz. Hatta değerlenebilir atıklarımızı çöpe attığımız için plastik endüstrisi bulamadığından atık plastik ithal ediyoruz. İthal plastik için dışarıya ödediğimiz rakam bu yıl 100 milyon dolara yaklaştı. Türkiye'de kişi başına günlük çöp üretimi 1.14 kilo. 4 kişilik bir aile kabaca 5 kilo çöp üretiyor. Hiç değerlendiremesek bu çöpün yüzde 20-30'u değerlenebilir atık niteliğini taşıyor. Yıl içinde çöpe giden değerlenebilir ambalaj atığının boyutu ise 7.5 milyon ton hangisini kullanmak isterseniz). Biz şimdiye kadar bu atıkların ancak yüzde 5'ini değerlendirebilmişizdir. Avrupa'da oran yüzde 70, bu konudaki en uç örnek olan Japonya'da ise yüzde 90."

Atığı yatırıma dönüştüren Arçelik 200 binden fazla eski ürün topladı

8 ülkede 20 üretim tesisi olan Arçelik 'atık' konusuna çok farklı bir yatırımla cevap vermiş bir şirket. "Eski beyaz eşya ve televizyonlarınızı evinizden alıyor, yeni Arçelik'lerle değiştiriyoruz" sloganıyla yaptığı kampanyayı görmüşsünüzdür. Arçelik sektöründe bir ilke imza atarak değişim kampanyalarına 2014 yılında Eskişehir'de ve Bolu'da geri dönüşüm tesislerini kurmasının ardından başladı. Arçelik Türkiye Genel Müdürü Cemal Can Dinçer, "Evde çalışmayan arızalı, hangi marka olursa olsun beyaz eşyaları gerekirse evlerden vinçlerle topluyoruz ve geri dönüşüm tesislerimizde ekonomiye yeniden kazandırıyoruz. 1 Ekim – 9 Aralık tarihleri arasında yaptığımız son kampanyamızda 200 bin adet üzerinde beyaz eşya topladık. Bir kamyona 24 buzdolabı sığdırabiliyorsunuz. Topladığımız eski ürünlerle 22 milyon hanenin bir günlük elektriğini, 3.6 milyon ton hanenin bir günlük su tüketimini, 88 bin ton sera gazının da atmosfere salımını önledik. Biz bu işi bir modelleme yaparak ölçeklendirdik. Günün sonunda hem ekonomik değeri var hem de tüketici nezdinde karşılığı var. Kuzey Avrupa ülkelerinde tüketici 'çocuğumun geleceğine saygı göstermeyen markanın malını almam' diyor. Halbuki Türkiye'de pek çok firma atığın caydırıcılığı olmadığı için tesis kurmak yerine cezayı ödemeyi tercih ediyor. Markalar geleceğe sahip çıkmalı ve doğru iletişimi yapmalı" diye konuştu.