Endobridge sağlık alanındaki kongrelerde “markalaşan” ilk kongre oldu

Endokrinoloji alanında bölgenin en önemli tıbbi kongrelerinden olan Endobridge tamamlandı. Kongre turizminin ana unsurlarından olan tıbbi kongrelerde “markalaşan” Endobridge ismi de tescil ettirildi.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Mehmet KAYA

ANKARA (DÜNYA) – Türkiye Endobridge Kurucu Başkanı Okan Bülent Yıldız, 2018 kongresine 41 ayrı ülkeden 578 katılımcı geldiğini belirtti. Kongreye yönelik yapılan açıklamada, Kurucu Başkanı Okan Bülent Yıldız altıncı kez düzenlenen Endobridge’in sağlık alanında dünyada birçok ilke imza attığını vurguladı, kongrenin Avrupa Akreditasyon Konseyi tarafından kredilendirildiğini, İngilizce yapılan kongrede Türkçe, Rusça ve Arapça eş zamanlı çeviri yapıldığını kaydetti.

EndoBridge 2018’de 24 konferans ve 16 vakıa tartışması oturumuyla 90’ın üzerinde sözlü ve poster vakıa sunumu yapıldığını kaydeden Yıldız, kongrenin endokrinoloji alanında küresel ölçekte saygın bir noktada olduğunu anlattı.

Obezitenin sadece ABD’deki maliyeti 150 milyar dolar

Dünya Sağlık Örgütü yanında, OECD ve Dünya Bankası’nın da ekonomik yönden gündemine aldığı ve araştırmalar yaptığı obezite de kongre çalışmalarının önde gelen konularından biri oldu. Okan Yıldız, obezite tanımının tıbbi olarak yeniden yapılması gerektiğini belirterek, bu hastalığın sadece bireyin yaşam tarzı ile ilişkilendirilmesinden vazgeçilerek, obezitenin kompleks, ilerleyici ve tekrarlayıcı bir kronik hastalık olarak kabul edilmesi gerektiğini söyledi. Yıldız, genetik, biyolojik, psikolojik ve çevre faktörlerinin de obezitede etken olduğunun altını çizdi. Yıldız, “Obeziteyi basitçe bir vücut ağırlığı, imaj ya da irade problemi olarak tanımlamak yerine hastalığa duyarlılığı ve karmaşıklığı dikkate alan insan odaklı ve dört boyutlu yeni bir hikaye gerekli: Obezitenin kronik bir hastalık olduğu vurgulanmalı, obezite için bireyi suçlayan yazılı ve görsel ifadelerden uzaklaşmalı, öncelikle çocuklar ve düşük gelir gruplarındaki obeziteye odaklanmalı, çok sayıda sektör ve paydaş değişik noktalardan birlikte çalışmalı” dedi.

Türkiye’nin yüzde 32,1 sıklık ile Avrupa bölgesinin en fazla obezite görülen ülkesi olduğunu belirten Okan Bülent Yıldız, “Obezitenin yalnızca ABD’deki yıllık maliyeti 150 milyar doların üzerindedir. Ülkemizde obezitenin önlenmesi ile tüm ölümlerin erkeklerde yüzde 11’inin, kadınlarda yüzde 16’sının önlenebilmesi mümkündür.” dedi.

Kongreye, Türkiye Endokrinoloji ve Metabolizma Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Füsun Saygılı, Avrupa Endokrinoloji Derneği Başkanı AJ Van Der Lely ve Amerikan Endokrin Derneği Başkanı Susan Mandel de katıldı.

Füsun Saygılı: Hipofiz bezi iyi huylu tümörleri

Türkiye Endokrinoloji ve Metabolizma Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Füsun Saygılı, kongrede tartışılan konulardan biri olan hipofiz bezi adenomları hakkında bilgi verdi.

“Hipofiz bezi, beynin tabanındaki çanak biçiminde kemik yapı içinde yer alan ve
vücudumuzda birçok hormonun kontrolunu sağlayan hayati bir salgı bezidir.
Bu bezle ilgili hastalıklar, bez hormonlarının az ya da çok salgılanması, beze ait adenom denen –genellikle- iyi huylu tümörlerin gelişimi sonucu ortaya çıkar” diyen Füsun Saygılı, bu bez tarafından salgılanan hormonların üremeden, kadınların sütünün gelmesine, doğuma yardımcı hormonlardan, çocukların büyümesi ve vücudun su kaybetmesini önleyen hormonlara kadar bir dizi kritik etkisi olduğunu hatırlattı.

Adenomların bu hormonların bazen fazla, bazen de az salgılanmasına yol açtığına işaret eden Saygılı, “Salgı eksiklikleri, bazen, acil ve hayati olabilir. Ayrıca hormon salgısından bağımsız, adenomların büyümesi, komşu yapıları etkileyerek görme kaybına, çift görmeye; ya da baş ağrısı, bulantı-kusma gibi kafa içi basınç artışı belirtilerine yol açar. Hipofiz bezine ait hastalıkların tanı, tedavi ve takibini endokrinoloji uzmanları yapar. Gereğinde hastalar hipofiz cerrahlarına ve ışın tedavisi için radyasyon onkologlarına sevk edilir” bilgisini verdi

Amerikan Endokrin Derneği BaşkanıSusan Mandel tiroid nodülleri riskli olabilir

Türkiye’de de artan tiroid nodülleri hakkında bilgi veren Amerikan Endokrin Derneği Başkanı Susan Mandel de tiroid nodüllerinin büyük çoğunluğu iyi huylu (benign) nodüller olduğunu hatırlatarak, doğru teşhisin önemine işaret etti. Mandel, “Tiroid nodülü tespit edildiğinde hasta genellikle endişeye kapılır ve bir kez daha değerlendirilmek üzere başka bir uzmana yönlendirilir. Tiroidin ultrasonla görüntülenmesi, kanser riskinin sağlıklı bir şekilde değerlendirilmesini ve hem herhangi bir ek değerlendirmeye gerek bulunmayan hem de ince iğne aspirasyon biyopsisi endike olan nodüllerin tespit edilmesini sağlayabilmektedir. Dolayısıyla tiroid ultrasonunun doğru uygulanması ve yorumlanması kritik önem taşır. Bir nodül, biyopsi açısından uygun olsa da sonuç bazen belirsiz olabilir, yani benign veya kanser tanısı kesin olarak konamayabilir. Bu durumda klinisyenin, hastanın cerrahi ya da gözleme devam seçeneklerinden hangisine uygun olduğunu değerlendirmek için atılacak en doğru ve maliyet etkin adımları tespit edebilmesi önemlidir” dedi.

Aralarında obezite, diyabet ve tiroid problemlerinin bulunduğu hormon hastalıkları gerek ülkemizde ve çevre coğrafyamızda gerekse dünyada toplam hastalık yükünün çok önemli bir kısmını oluşturmaktadır.

EndoBridge Hormon dünyasının köprüsünü Türkiye’de kurmak vizyonuyla “Bridging the World of Endocrinology” sloganıyla altıncı kez düzenlendi. EndoBridge projesi dünyanın endokrinoloji alanında en önde gelen tıp doktoru ve bilim insanlarını, Türkiye ve çevre coğrafyadaki tıp doktoru ve bilim insanları ile Türkiye’de bir araya getirmeyi amaçlıyor. Endobridge Amerika, Avrupa ve Türkiye Derneklerinin Başkanlarının da içinde yer aldığı bir EndoBridge Uluslararası Yürütme Kurulu tarafından planlanıyor.

Bu konularda ilginizi çekebilir