Sanatçılarımız ve lezzetlerimiz Belçika'da dünyayla buluşuyor

T-ONE (Türkiye Ortak Nesiller Entegrasyonu) Derneği, Belçika'nın Anvers kentindeki Axel Vervoordt Galerisi'nde 13 Mart'ta açılacak "Adolf Loos'un Suçu" başlıklı uluslararası güncel sanat sergisine ve Türk sanatçılara destek veriyor.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

T-ONE (Türkiye Ortak Nesiller Entegrasyonu) Derneği, Belçika'nın Anvers kentindeki Axel Vervoordt Galerisi'nde 13 Mart'ta açılacak "Adolf Loos'un Suçu" başlıklı uluslararası güncel sanat sergisine ve Türk sanatçılara destek veriyor. Dünya sanat çevrelerinin önde gelen isimlerinden Alistair Hicks'in küratörlüğünü yaptığı sergide, farklı kuşaklardan sanatçılarımız Fahrelnissa Zeid, Nilbar Güreş, Aslı Çavuşoğlu ve Cansu Çakar'ın yapıtlarının yanında, Guogu Zheng, Kamrooz Aram, Nikita Alexeev, El Anatsui, Senkichiro Nasaka, Waqas Khan ve Yangjiang Grubu gibi uluslararası sanatçıların yapıtları da yer alacak. Sergi, kısaca TEFAF olarak bilinen "The European Fine Art Fair - Avrupa Güzel Sanatlar Fuarı" ile eşzamanlı olarak gerçekleştirilecek ve fuar süresince dünyanın ve Avrupa'nın önde gelen sanat çevrelerinin ziyaretine açık olacak. T-ONE Derneği'nin serginin açılışında verilecek yemeğinde, Anadolu mutfağını çağdaş teknikler ve yenilikçi bakışaçısı ile birleştirmeyi amaçlayan neolokal'in şefi Maksut Aşkar'ın Anadolu lezzetleri tabaklardan bir seçki sunulacak.

T-ONE Derneği Başkanı Demet Sabancı Çetindoğan

Etkinliğin tanıtım toplantısında bir konuşma yapan T-ONE Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Demet Sabancı Çetindoğan, Türkiye Ortak Nesiller Entegrasyonu Derneği hakkında bilgi verdi:
"Türkiye Ortak Nesiller Entegrasyonu (T-ONE) Derneği, Türkiye'nin kültürel mirasını, tarihi ve doğal zenginliklerini ve ortak değerlerini uluslararası platformlarda tanıtmayı hedefleyerek 2014 yılında şahsım başkanlığında kurulmuştur.

Turkey-ONE Derneğimiz ile ülkemdeki ve coğrafyamdaki kültürel zenginliğin bütün dünyaya ait olduğunu ve hepimizin aynı kaynaktan beslendiğini anlatmaya çalışıyorum. Turkey - ONE'ın hedefleri arasında bütün insanlığı kucaklayan, barışa ve refaha hizmet eden bir ilişkiler ağı oluşturmak vardır. Amacımız, gücü, vizyonu, inancı olan insanlardan kurulan ve istisnasız herkesi kucaklayacak, bütün medeniyetlerin sırtını dayadığı evrensel bir kültür birliği farkındalığı yaratmaktır. Bizim coğrafyamızda bir çukur kazdığınızda bile altından başka bir medeniyet çıkabilir. Birbirini hiç görmemiş insanların birbirine bıraktığı büyük bir mirasın üzerinde yaşıyoruz. Kültür miraslarının korunması tüm insanlığın sorumluğudur. Tarihi eserlerin güçlendirilmesi, korunması ve gelecek nesillere devredilmesi geleceğimizi sağlam temeller üzerine inşa etmenin yoludur. Bu konuda Birleşmiş Milletler, UNESCO, Avrupa Konseyi, Europa Nostra ve GHC gibi dünya ölçeğindeki kuruluşlar ile sosyal kültürel alanda uluslararası işbirliği sağlamaktayız.

Hedefler ve komiteler

İşte bütün bu büyük hedefler ile 2014 yılında yola çıkan derneğimiz, bugün uluslararası bir güce ulaştı. Derneğimiz bünyesinde Mozaik Yolu, Gastronomi, Sanat ve Görsel Sanatlar, Termal Sağlık - Hamam Ritüelleri komiteleri faaliyet göstermektedir. Derneğimizin elde ettiği en büyük başarılarından biri bence Göbeklitepe'nin farkındalık oluşturarak dünya miras listesine sokulmasıdır. Ayrıca, Gaziantep'in simgesi haline gelen Çingene Kızı mozaiğinin yurt dışına kaçırılan parçalarının Türkiye'ye getirilmesi için T-ONE Derneği olarak üniversite ile iletişime geçerek çok ciddi lobi faaliyetlerinde bulunulmuş ve prosedür aşamasında Bakanlık ve Gaziantep Büyükşehir Belediyesi'ne iletilmiştir.

Türkiye'deki kaplıca hamam termal ritüelleri üzerinde ciddi çalışmalarımız var. Yozgat'ın Sarıkaya ilçesinde, halk arasında Kral Kızı olarak bilinen, BasilicaTherma adlı tarihi Roma hamamının tanıtımına yönelik çalışmalar Termal Sağlık ve Hamam Ritüelleri Komitemiz tarafından yürütülmektedir.

Anadolu'nun benzersiz tarihi ve kültürel mirası konusunda farkındalık yaratmak üzere projeler geliştiren Gastronomi Komitemiz, İmza Türk Yemekleri projesini gündeme aldı. Bu bağlamda komitemiz; bize özgü, Türkiye'nin İmza Yemekleri'ni belirleyerek, dünya otelleri ve restoranlarının menülerinde yer almasını kısacası Türk gastronomisini dünyaya tanıtılmasını sağlamak için çalışmaktadır. Örneğin, menemen, bu çalışmalar sonucunda, tarihi 1895 yılına kadar dayanan ABD'nin en köklü otellerinden Palm Beach'teki The Breakers Hotel'in kahvaltı menüsüne eklenmiştir.

Oscar menüsünde Türk lezzetleri

Ayrıca, geçen yıl Oscar Töreni Gala Yemeği menüsünün yıldızı, Adana kebabı idi. Geçen yıl konukların çok ilgisi ve beğenisi ile karşılaşılması nedeniyle Ünlü şef Wolfgang Puck, bu yıl 24 Şubat tarihinde gerçekleşecek 91. Oscar Ödül Töreni gecesinde yemek menüsüne tekrar Türk lezzetleri ekleyeceklerini iletmiş ve derneğimizden öneriler istemiştir. Türk yemeklerinin bu sene de Oscar menüsüne eklenmesi Turkey One Derneği'nin girişimleri sayesinde olacaktır.

Türk lezzetlerini tanıtmak amacıyla başlatılan çalışmalara bir yenisini daha ekledik. Geleneksel en muhteşem lezzetlerimizden biri olan Türk lokumunu da uluslararası bir organizasyonda tanıtmak istedik. Paris'teki Uluslararası Kanseroloji Enstitüsü'nün yararına 4 Şubat tarihinde Versailles Sarayı'nda kansere karşı düzenlenen gala gecesinde Türk lokumunun ikram edilmesi T-ONE derneği girişimi ile gerçekleşti.

Napolyon, Türk lokumu yiyordu

Türk lokumu artık dünyaya mal olmuş bir lezzete dönüşmüş durumda. Lokum sadece Türk toplumu ve dış dünyaya yayılmakla kalmamış, birçok ünlü ismin de damağına dokunmuş bir tatlı. Bu isimlerin başında lokum sevdasıyla Napolyon Bonapart ve ünlü ressam Picasso geliyor.

Kültür ve sanat insanları, toplumları birleştiriyor, bütünleştiriyor. Dünyanın birleşmeye ihtiyacı olduğu bugünlerde siz kıymetli konuklarımıza da sanatın değer kattığı günler diliyorum."

Sanat Komitesi Başkanı Sevda Elgiz

Daha sonra derneğin Başkan Yardımcısı ve Sanat Komitesi Başkanı Sevda Elgiz söz alarak sponsorları arasında Türk Hava Yolları ve Kavaklıdere'nin de yer aldığı sergiyi anlattı:
"Sergi, 20. yüzyılın başlarında, mimarlık ve sanat dünyasında süsleme suçtur söylemiyle fırtınalar estiren Adolf Loos'un modernliğe bakışına odaklanıyor. İronik bir şekilde, Adolf Loos'un Suçu ismini taşıyan sergi, Loos'un sorunlu söylemiyle hesaplaşırken, modernlik olgusuna yeni açılımlar, ezber bozan bakışlar getirmeyi hedefliyor.

Bu sorgulamayı yapmanın en anlamlı yerlerinden biri Anvers olsa gerek diye düşünüyorum. Çok kültürlülüğü ile bilinen ve sokakları günün 24 saati Birleşmiş Milletler merkezi gibi olan Anvers aynı zamanda Avrupa'da moda, sanat ve kültürün başkentlerinden biri olarak kabul edilen bir şehir.

Nice sanatçıya sonsuz ilhamlar aşılayan ünlü Flaman ressam Rubens'in damgasını vurduğu kentin, Avrupa'da ilk borsanın kurulduğu yer olmak gibi unvanları da var…

Anvers'in en önemli sanat merkezlerinden biri olan ve Adolf Loos'un Suçu sergisine ev sahipliği yapan Axel Vervoordt Galerisi, kurucularının samimi ifadesiyle, ‘Değerli ve yoğun bir ilişki kurdukları sanatçılar için tarafsız bir platform sunuyor.' Bu arada sergi, eşzamanlı olarak gerçekleştirileceği The European Fine Art Fair - Avrupa Güzel Sanatlar Fuarı süresince dünyanın ve Avrupa'nın önde gelen sanat çevrelerinin ziyaretine açık olacak."

Gastronomi Komitesi Başkanı Özlem Gençoğlu

Derneğin Gastronomi Komitesi Başkanı Özlem Gençoğlu, Anvers'teki çalışmalarını dile getirirken şunları söyledi:

"Sanat komitemizin Anvers'in merkezinde bulunan Axel Vervoordt Galerisinde yer alacak uluslararası bir sergide Türk Sanatçılarının da yer alacağı projesinde Gastronomi komitesi olarak yapacağımız işbirliğinden dolayı çok heyecanlıyız.

Türk mutfağının popülaritesini ve dünya çapında tanınmasını artırmak amacıyla yabancı/yerli misafirlerin, basın mensuplarının, büyükelçilik, başkonsolosluk, bloggerlar, sanat eleştirmenleri, koleksiyoncuların davetli olacağı serginin 13 Mart'ta ki VIP açılışında verilecek yemekte, ünlü şef Maksut Aşkar'ın hazırlayacağı, Anadolu mutfağının gastronomik değerlerinden bir seçkiyi katılımcılarla paylaşacak olmanın gururunu yaşıyoruz."

Bu konularda ilginizi çekebilir