Enflasyon ezip geçiyor, ezmeye de devam edecek

Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ ala.aktas@gmail.com

Enflasyonda ipin ucunu kaçırdık ki ne kaçırdık! TÜİK’in dün açıkladığı verilere göre ağustos ayında tüketici fiyatları yüzde 2.30, yurtiçi üretici fiyatları tam yüzde 6.60 artış gösterdi.

Artık bu oranları geçmiş yıllarla kıyaslamanın pek bir anlamı da kalmadı. Ağustos ayları çok küçük artışlarla geçer, hatta kimi yıllar negatif oranlar görürdük. Oysa bu yılki artışlar!

Yİ-ÜFE’deki yüzde 6.60’ın nasıl büyük bir oran olduğunu daha somut görmek için bir kıyaslama yapalım ama. 2007, 2009, 2012, 2014 ve 2015 yıllarının tümündeki artışlar, bu yıl ağustostaki artışın altındaydı. Varın gerisini siz düşünün!

Yıllık oranlar ne oldu?

İlk sekiz aydaki artış TÜFE'de yüzde 12.29'u, Yİ-ÜFE'de yüzde 25.32'yi buldu.

Yurtiçi üretici fiyatlarında sekiz ayda yüzde 25 artış... İnsan ister istemez “İyi ki kur artışı fiyatları etkilemiyor; ya bir de etkileseydi” diye düşünmeden edemiyor.

Yıllık fiyat artışı TÜFE’de yüzde 20’ye doğru yol alıyor. Ama orada durmasının çok zor olacağını da söyleyelim.

Ağustos sonu itibarıyla yıllık TÜFE artışı yüzde 17.90 oldu. Geçen yılın son dört ayının toplamındaki artış yüzde 5 düzeyindeydi. Bu yıl son dört ayda da yüzde 5’te kalabilirsek yıllık gerçekleşme yüzde 17.90 olacak.

Ama son on üç yıl ortalaması yüzde 0.17 olan ağustosta bu yılı yüzde 2.30’la geçtikten sonra nasıl olacak da son dört ay toplamını yüzde 5’te tutabileceğiz?

Tutamayacağız! İşte o yüzden diyoruz ya yüzde 20’de kalmanın zor olacağını.

Mevcut duruma ve gidişata bakarak 2018 sonu için TÜFE’de artık alt sınırı yüzde 20 olarak almak gerekiyor. Yukarısı mı, ucu açık!

Ara mal ve enerji baskısı

Tüketici fiyatlarındaki artışı daha da hızlandıracak somut etkenler mevcut. Üretici fiyatlarından tüketici fiyatlarına genel anlamda bir yansıma elbette yaşanıyor ama bu yansımada üretici fiyatları kapsamındaki bazı sanayi grupları daha bir ön plana çıkıyor.

Yİ-ÜFE’den tüketici fiyatlarına en çok etki eden ana sanayi grupları ara mallar ile enerji.

Ara mallar grubunda ağustostaki artış yüzde 8, ilk sekiz aydaki artış yüzde 29, son bir yıldaki artış yüzde 39 düzeyinde.

Enerji grubundaki artış ise ağustosta yüzde 6, ilk sekiz ayda yüzde 33, son bir yılda yüzde 42.

Şimdi, ara mal kullanmayan, hele hele enerji kullanmayan tüketim malı üreticisi var mı?

Yüzde 39’u, yüzde 42’yi bulan bu yıllık artışların tüketici fiyatlarına yansımayacağını söyleyebilen çıkar mı?

İşte o yüzden üretici fiyatlarından tüketici fiyatlarına yansımanın henüz tam olarak gerçekleşmediğini, üretici fiyatlarındaki artış tümüyle dursa bile geçmişten gelen tortunun tüketici fiyatlarını artırmaya devam edeceğini görmek gerekiyor.

Kaldı ki üretici fiyatlarındaki artışın artık duracağını da kimse beklemiyor. Kur artışı devam ettiği sürece, ki aksi yönde bir işaret de görünmüyor, üretici fiyatları da yükselmeye devam edecek.

Züğürt Ağa’nın “Domatis, domatis” demesi gibi

Şener Şen'in utangaç bir şekilde "Domatis, domatis" diyerek satış yapmaya çalıştığı o meşhur Züğürt Ağa filmini çoğumuz hatırlarız.

Bize bu filmi ve filmde muhteşem bir oyunculuk sergileyen Şener Şen’in “Domatis, domatis” diye adeta mırıldanmasını hatırlatan Merkez Bankası oldu.

Merkez Bankası tarafından dün yapılan açıklamada, perşembenin gelişi çarşambadan belli değilmiş gibi “Son dönemde enflasyon görünümüne ilişkin gelişmeler fiyat istikrarı açısından önemli risklere işaret etmektedir” denilerek şöyle devam edildi:

“Merkez Bankası fiyat istikrarını desteklemek amacıyla gerekli tepkiyi verecektir. Bu çerçevede, daha önce yapılan iletişimle de uyumlu olmak üzere, son gelişmeler dikkate alınarak eylül ayı Para Politikası Kurulu toplantısında parasal duruş yeniden şekillendirilecektir.”

Para Politikası Kurulu’nun toplantısı 13 Eylül’de. Yani Merkez Bankası bize o tarihe kadar kısık sesle “Domatis, domatis demeye devam edeceğim, 13 Eylül’den sonra sesimi yükselteceğim” mi diyor?

Bu açıklamadan o anlaşılıyor. İyi de madem öyle, sesinizi şimdiden yükseltseniz daha iyi değil mi?

Kastedilen faiz artışı mı, şapkadan tavşan çıkararak enflasyonu başka türlü dizginlemek mi, bilemeyiz; niye TÜİK enflasyon oranlarını açıklar açıklamaz yapmıyorsunuz bunu ve on gün beklemeyi tercih ediyorsunuz?

“Biz bir açıklama yaparız, piyasa anında tepki verir” diye düşünüyorsanız, geçmişte kaldı o günler...

Tüm yazılarını göster