Türkiye'nin makine üreticileri

Rüştü BOZKURT
Rüştü BOZKURT BUZDAĞININ DİBİ rustu.bozkurt@dunya.com

Türkiye’de makine üretimini olması gereken düzeye çıkarılmasını isteyenler, Herkese Bilim ve Teknoloji Dergisi’nin 18’inci sayısında, Prof. Dr. Namık Kemal Aras’ın “Güney Kore’nin Kalkınmasında Bilim ve Teknoloji Enstitüleri’nin rolü” başlıklı yazısını okumalı

İnsanların ve kurumların etkileşimi, çağımızı yönlendiren en önemli etken. Etkileşim, günümüz rekabetinde ağırlığı giderek artan “platform yapılarında” gelişmeyi hızlandıran “network etkisini” artıran bir bileşen.

Makine üretiminde, ülkemize özgü ekosistemin yaratılması ve etkileşimin artırılabilmesine yardımcı olacak sorunları parçacı ve indirgemeci bir anlayışla değil,değişik yönleriyle ve bütünsel bir anlayışla ele alınmalı. Bütünsel analizde yer alması gereken konulardan bazılarını başlıklar halinde paylaşalım:

1- Makine üreticilerinin ivedi sorunu “düşük ve orta teknoloji çıktılarını kullanan” bugünkü yapılanmayı,” yüksek teknoloji” kullanan alanlara kaydırmaktır. Elimizin menzilindeki bütün olanaklar,belirlenecek strateji çerçevesinde harekete geçirilerek ulaşmak istediğimiz hedefe yöneltilmelidir.

2- Endüstri 4.0 aşamasında, makine ve sistem üretimine uyum sağlamak için mekanik, elektronik ve yazılımla ilgili eksiklerimizin ve yetkinliklerimizin bir dökümü yapılarak, nesnel bir biçimde durumumuz ortaya konmalı, geçiş sürecinin nasıl yönetileceğinin yol haritası elimizin altında hazır tutulmalıdır.

3- Çok küçük ölçeğe dayanan ve sayıları 10 bin gibi rakamlarla ifade edilen makine üreticilerinin “rekabet edebilir ölçeklere” taşınması için siyasi irade,bürokrasi, girişimciler, medya ve diğer sivil inisiyatiflerin meşrulaştırdığı bir strateji belirlenerek ; bütün araçlar, stratejinin öngördüğü farklılığı yaratmaya odaklanılmalıdır.

4- Makine üretiminin,sistem üretimİyle bütünleşmemesi durumunda, yaratmak istenen sonuca ulaşılmasının mümkün olmadığının farkına varılmalıdır.İşletmeler ölçeğinde, sivil örgütlenmelerde, kamu yetkili kurumlarında ve medyada makine üretimi ve sistem geliştirmeyi birlikte ele almanın önemi kavranmalı, kamuoyunun dikkati bu noktaya çekilmelidir.

5- Makine üretimi ekosisteminin gerek ve yeter şartlarını gözeten teşvik sistem, proje-odaklı teşvik sistemine kaydırılmalı; ülkenin ihtiyacı olan projelerde mekan kısıtlamaları kaldırılarak girişimciye serbest ve adil piyasalarda şans eşitliği yaratan altyapılar oluşturulmalıdır.

6- Makine üretiminde “ yer seçiminde” yerleşik algılar sorgulanarak, endüstri 4.0 aşamasının ihtiyacı olan ölçüler kullanılmalıdır; özellikle platform yapılarının ihtiyacı olan yerleşme yerleri tanımlanarak ve tamamlanarak girişimcinin hizmetine sunulmalıdır.Ülkemizde mekana dayalı kademeli teşvik sisteminin yarattığı haksız rekabet ivedilikle önlenmelidir.

7- “Kayıt dışı ve kayıtlı sistem arasında haksız rekabeti” önleyecek önlemler,gerçek anlamda yapısal reformların ilk sırasında yerini almalıdır. Ülkemizde bugüne kadar kayıt dışı uygulamalar alanında radikal adımlar atılmamasını açıklayacak gerekçe bulmak gerçekten zor.

8- Makine üreticilerinin mesleki anlamda “resmi,yarı resmi ve gönüllü katılıma dayanan sivil örgütlenmelerinin” sorun çözücü ya da kısıtlayıcı etkileri gözden geçirmeli, mesleki örgütlenmenin önü açılmalıdır.Yasal düzenlemlerde ekonominin bütün aktörlerinin güçlerini koordine eden kapsayıcı kurum anlayışı hakim olmalıdır.

9- Bütün dünya, “kapsayıcı kurum egemenliği sağlanmadan sektörel gelişme olamıyor” gerçeğini kabul ediyor. Sektörde mesleki örgütlenme düzeyinde değil, sistemin bütün derinliklerine sinmiş kurumsal işleyişi tıkayan anlayışları sorgulayan, mevut yapıyı restore etme yerine yeni ve geliştirici yapılar oluşturan aşamaya geçilmelidir.

10- Bilginin gücün kaynağı haline geldiği çağımızda, gerçek anlamda “dinamik envanter” olmadan önceliklerin belirlenemeyeceği, planlama yapılamayacağı, yeni kombinasyonların denkleştirilemeyeceği bilinciyle, bilgi bazını netleştiren atılımlar bir seferberlik anlayışıyla hayata taşınmalıdır.

11- Kamu kaynaklarından sağlanan doğrudan ve dolaylı desteklerin yerli yerine gidip gitmediğini izleyebilmeliyiz. Yatırımlara verilen teşvik belgelerini ve uygulamarını sıkı bir biçimde denetlemeliyiz.”Geri- bildirim ,öngörme ve önlem alma, ödünsüz gözetim ve denetim” mekanizmalarını işleterek değerlendirmeleri yönlendirmeliyiz.

12- Dışa ve dünyaya açılmayan kuruluş ve kurumların yeterince gelişmeleri mümkün değildir. Ölçek büyütme ve erişebilirliği artırmada, yurtiçindeki işbirlikleri ve eşleşmeler özendirilmeli; yurtdışında işletmeler arasındaki eşleşme için yaratılacak ekosistemin besleyici etkisi dikkate alınarak gerekli kolaylıklar sağlanmalıdır.

13- “Sektör entelektüeli eksikliği ve enstitülerin rasyonel otorite olması”nın etkilerini Kore ve diğer ülke örneklerinden biliyoruz. Enstitüler ve yerel örgütler aracılığıyla, network etkisini artıran etkileşimin nicelik ve niteliğini geliştiren yapıların bugünkü durumu ve değişme ihtiyac net olarak tanımlanmalı; ortak dil, anlayış ve bakış açısı hayata taşınmalıdır.

14- Makine üretiminde “haksız rekabet yaratan ve ülke imajını zedeleyenlere” merdiven alıt üretici ve sorumsuz iş insanlarına karşı “ekonomik suç” bağlamında yaptırımların uygulanması aşamasına hızla geçilmelidir. Ucuz makine satarak,ürünün arkasında duramayan firmaların ülkeye verdiği zararın yanlarında kar kalması sürerse,makine üretiminin geliştirilmesi zorlaşabilir.

15- Eximbank ve benzeri kurumların destekleri kadar banka sistemin yurtdışı ağlarından sağlanacak bilgi desteği, finansman erişebilirliği ve artan “işlem maliyetleri” açısında önem taşımaktadır. Sistemin bütün unsurlarıyla makine üretimini beslemesinin işleyişi yakından izlenmeli, sapmalar sürekli düzeltilerek, sistemin kendini yeniden üretmesi güven altına almalıdır ki gerekli gelişme gösterilebilsin.

16- İnternet ekonomisinin yaygınlaşması, “dönüştürme ve işlem maliyetlerini bileşenlerini farklılaştırdığı gibi, bağlamlarını da değiştirmektedir.” Maliyet yapısı içinde dönüştürme ve işlem maliyetlerin bileşenleri analiz edilmeden makine sektörünü ilerletme sağlamak da zordur.

17- Makine üretim sektöründe had safhada olan “kalifiye işgücü” konusunda, “proje-odaklı eğitim programlarıyla” çözmek için örgün ve yaygın eğitim sisteminde yer alan bütün yapıların aynı stratejik amaçlar doğrultusunda güçlerini birleştirmeleri gerekmektedir.

18- “Rakip ülke analizleri” sürekli yapılarak, endüstriyel ekonominin sektöre girişler, tedarikçiler, alıcılar,ikame ürünler ve rakip stratejilerine dayalı rekabet güçleri, internet ekonomisinin “etkileşime dayalı network etkisini” dikkate alan analizle değerlendirilmeli,yol haritaları belirlenmelidir.

Başlıklar halinde aktardığımız sorunlar ve çözümleri, makine sektörüyle ilgili herkesin ortak gündemi olmalıdır. Her bir başlıkla ilgili tartışmalar yapmalı, çözümleri zihinlerde netleştiren ve meşrulaştıran bir düzeye ulaşılmalıdır. Kendi adıma, kim nerede isterse düşüncelerimi söylemeye hazırım. Başkaları beni “ikna” edinceye kadar “benim doğrularımı” savunurum. Sığlıklı gerekçeleriniz varsa, size katılmaya hazırım.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar