Orta Vadeli Program ne kadar gerçekçi?

Tuğrul BELLİ
Tuğrul BELLİ GÜNDEM tugrulbelli@gmail.com

Kabul edelim ki 2016 yılında Türkiye’nin başına gelenler pişmiş tavuğun başına gelmemiştir. Seneye Rusya kriziyle başladık. Sonrasında tırmanan terör olayları ve bunun neticesinde turizmde daha da artan kayıplar. Mülteci sorununun giderek artan maddi yükü. 15 Temmuz faciası, FETÖ operasyonları, Moody’s’in notumuzu “çöp”e çekme kararı ve Suriye ve son olarak da Irak’ta askeri operasyonlar ve bunların maliyeti. Küresel ölçekte de, Fed’in papatya falına dönen faiz kararı meselesi yıl boyunca gündemdeki yerini korudu (ve koruyacağa da benziyor). Bu noktada, Orta Vadeli Program Hükümetin artan sorunları çözmedeki ciddiyetini ve kararlılığını ortaya koyması ve ekonomik aktörlerin de önlerini görmeleri açısından önemli bir belge niteliği taşıyor. Bu nedenle OVP’nin mümkün olduğunca gerçekçi ve yol gösterici bir şekilde hazırlanması her zamankinden daha fazla önem arz etmekte.

OVP’de ilk göze çarpan rakamlardan biri önceki OVP’de yüzde 4.5 olarak hedeflenen 2016 yılı milli hasıla artışının yüzde 3.2’ye çekilmiş olması. Bu hiç şaşırtıcı değil,çünkü ilk 6 ayda ekonomi yüzde 3.9 büyümüş olmasına karşın, 3. çeyrekte büyümenin tamamen durmuş olduğu ortada. Son çeyrekte ise oldukça yüksek bir baz etkisi nedeniyle (geçen sene 4. çeyrekte büyüme “sürpriz” bir şekilde yüzde 5.7 gelmişti), ekonomi bir parça hareketlense bile, bunu büyüme rakamlarında görme ihtimalimiz düşük. Benim 2016 tahminim yüzde 2.7. OVP’de 2017 büyümesi ise yüzde 4.4 olarak hedeflenmiş. Bu ancak yukarıda sıraladığım sorunlar çözülürse, mümkün. Özellikle Türkiye ekonomisinin zayıf geçen büyüme yıllarından sonra zıplama yaptığı bundan önce çok görülen bir olgu. Ancak çözüm bekleyen sorunların ağır ve oldukça fazla olduğunu da unutmayalım.

Öte yandan, yüzde 4.4’lük büyüme hedefi ile yüzde 4.2’lik cari açık hedefinin birbiriyle çelişmesi söz konusu. Bu sene (yüzde 3 civarında gelecek bir büyüme altında) 31.3 milyar dolar cari açık öngörülmüş. Önümüzdeki sene büyüme yüzde 4.4’e çıkarken cari açığın sadece 700 milyon dolar artarak milli gelirin yüzde 4.2’sinde kalması hedefleniyor. Evet, belki turizm gelirlerinde öngörüldüğü gibi 4.9 milyar dolar bir miktar toparlanma söz konusu olabilir. Ancak, büyüme ile birlikte ithalatta da bir artış söz konusu olacaktır. Ayrıca bu senenin ilk yarısında gördüğümüz petrol fiyatlarının olumlu etkisi tamamen ortadan kalkmış olacak ve büyük ihtimalle önümüzdeki senenin tamamında bu senenin üzerinde seyreden petrol fiyatları ile karşı karşıya kalacağız. (Yayınlanan OVP verilerinde henüz petrol fiyatları öngörüsü yer almıyor.) Uzun lafın kısası, yüzde 4.4’lük büyüme olursa, cari açık da en az yüzde 5 olur. (Neyse ki seneye 4.4 büyü(ye)meyeceğiz!) Öte yandan, öngörüldüğü gibi cari açık yüzde 4.2’de kalsa bile, bu durum döviz kurları üzerinde baskının devam etmesi anlamına geliyor. Seneye (yeni ABD Başkanı’nın da seçilmiş olması ile) Fed’in faiz artırımlarına başlayacağını da dikkate alırsak ortalama 3.16 dolar kuru biraz düşük kalıyor. (Bu gidişle zaten seneye bu kur seviyesinden başlayacağız sanki!) Daha yüksek bir kur seviyesi demek, ister istemez daha yüksek bir enflasyon seviyesi de demek. Enflasyon ise 2016’da yüzde 6.5 olarak hedeflenmiş. Tutturulması zor olmakla birlikte, açıkçası en az dikkate alınacak hedeflerden biri bu.

Son olarak da özellikle yüzde 4.4’lük büyüme rakamını tutturmaya yönelik olduğu düşünülen maliye politikasındaki genişleme paralelinde bütçe açığında öngörülen %36 oranındaki artış konusu. Açıkçası, ben bu artışın Hükümetin büyüme amacıyla yaptığı ihtiyari bir artış olduğunu düşünmüyorum. Artan zorunlu harcamalar nedeniyle yapmak zorunda kaldığı bir artış olduğu kanısındayım. Öte yandan, bütçe açığındaki bu artışın öncelikle tahvil ve dolaylı olarak da piyasa faizlerinde bir taban oluşturacağı da muhakkak.

Sonuç olarak, açıklandığı şekliyle OVP’nin geçmiş OVP’lerden daha gerçekçi ve inandırıcı olduğunu söylemek oldukça zor. Ancak, bütçe ile ilgili detayların açıklandığı ve özellikle yatırımlara yönelik makroekonomik politikaların şekillendirildiği bir OVP metni de henüz yayınlanmış değil.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Dar bir koridor! 10 Ekim 2019
IMF 4. Madde bildirisi 26 Eylül 2019