Formula 1 "Yok mu bunun bir tek sorumlusu?"

Tevfik GÜNGÖR
Tevfik GÜNGÖR OLAYLARIN İÇİNDEN gungoruras@superonline.com

Formula 1 ile ilgili olarak DÜNYA'da Tevfik Güngör imzalı ilk yazı 31 mart 2002 tarihinde yayınlandı. Yazının başlığı "Her şeyimiz tamam, Formula 1 eksik" idi.

Yazı şöyle bitiyordu: Türkiye'de de Formula 1 yarışlarının düzenlenmesi konusunda ciddi girişimler var. Ekonominin bu sorunlu döneminde, bu pahalı girişimin ardındaki güçlerin kimler oldugu henüz bilinmiyor."

Daha sonra öğrenildi ki Formula 1'in Türkiye"ye getirilmesi için Mehmet Karabeyoğlu ile birlikte ön plana çıkan diğer iki isim İTO Başkanı Mehmet Yıldırım ve Türkiye Otomobil Sporları Federasyonu Başkanı Mümtaz Tahincioğlu'dur.

Projeye hükümet ve kamuoyu desteğini sağlamak amacıyla kurulan Formula Derneği yöneticileri şunlardı: "Mümtaz Tahincioğlu, Mehmet Karabeyoğlu, Nuri Çolakoğlu, Muhtar Kent, Cem Hakko, İskender Atakan, Yiğit Şardan, Alinur Velidedeoğlu, Özcan Tahincioğlu, Jan Nahum."

Tevfik Güngör imzası ile DÜNYA'da Güngör Uras imzası ile Milliyet'te yayınlanan yazılar ve bu yatırımın yanlış bir yatırım olduğunu vurgulayan yazılara İTO Başkanı Mehmet Yıldırım tepki gösterdi.

Formula 1'i Türkiye'ye getirmek isteyenlerin çabaları ile ilgili olarak "Aksiyon" dergisinde 15.7.2003 tarihinde yayınlanan Faruk Mercan imzalı yazıdan bazı alıntılar yapayım:.

"Pistin işletilmesi ile yarışların organizasyonu Formula Derneği ve İTO tarafından müştereken yapılacaktı. Ama en zor rolü üstlenmiş olan kişi İTO Başkanı Mehmet Yıldırım"dı. Çünkü hükümetin yapacağı ödemeler, vereceği garantiler, pist alanının belirlenmesi ve ihale sürecinde en büyük kavgayı vermesi beklenen kişi oydu. Bu yüzden pistin yapımını doğrudan o üstlendi.

İTO Başkanı Mehmet Yıldırım'a, F1 pistine devletin verdiği 120 milyon dolarlık desteği eleştiren yazar Güngör Uras'ın yazısı hatırlatıldığında cevabı çok daha sert oldu:

"Ben de onu bizim üniversiteden (İstanbul Ticaret Odası Üniversitesi) çıkardım. Güngör Uras ekonomiyi bilmiyor.

Ben bunlara mıh çakmamış profesör diyorum. Mıh çakmayı, bilir misin? Bunlar hayatlarında bir çivi çakmış mı?" dedi.

Hükümet eleştirilere aldırmadan, Formula yarışlarının Türkiye"ye getirilmesi için adeta kesenin ağzını açtı. Formula'nın dünya organizasyonu olan Formula One Association (FOA) Başkanı Bernie Ecclestone'a yedi yıl boyunca yapılacak toplam 94.5 milyon dolarlık (her yıl 13.5 milyon dolar) ödemeyi üstlenen hükümet, pistin yapımı anlaşmada öngörülen 2005 yılı Ağustos ayına yetiştirilmediği takdirde FOA'ya yapılacak 25 milyon dolarlık tazminat için, bu miktardaki teminat mektubunu da verdi. Dahasını, Başbakan Tayyip Erdoğan temel atma törenindeki konuşmasında açıkladı ve "Türk Tanıtma Fonu"ndan Formula 1 için 27 milyon dolar ayırdık. Büyük gelir bekliyoruz" dedi.

Formula organizasyonu ile Türkiye dünya çapında çok büyük bir tanıtım yapma ve imaj oluşturma imkanı elde etmiş olacak. Başbakan Tayyip Erdoğan bu durumu, "Bu büyük gösterinin bir ülkenin imajına, turistik ve kültürel cazibesine yapacağı katkıyı düşünün. Bu korkunç bir PR (halkla ilişkiler, tanıtım) olayıdır" sözleriyle dile getirdi.

17 Ağustos 2005 tarihinde Tevfik Güngör imzalı yazı ise şöyle idi:

"Başbakanımız, Formula 1 pistine giden yol ve kavşakların açılışını yaparken 'Araziler 1 lira iken 10 lira oldu. Buralarda artık çirkin yapı göremeyeceksiniz. Aksine villalar 1 milyon dolara satılacak' dedi.

Eleştirileri önlemek için de, "Birileri yarın çıkacak, acaba bu organizasyon parasal olarak ne getirdi, ne götürdü diye soracaktır. Bazı şeyler vardır ki paranın hesabı yapılmaz. Orada ülkenin tanıtımı yapılır" diye konuştu.

Başbakan'ın açıklamalarına göre proje, başlangıçta belirtilen maliyetin 4 katına çıktı. Pistin maliyeti 160 milyon dolar. Çevre düzenlemeleriyle yollarla maliyet 300 trilyon liraya ulaştı.

Bir deli, kuyuya bir taş atar bin akıllı çıkaramaz şeklinde bir atasözümüz vardır. İşte o biçim.

25 Ağustos 2005 tarihinde DÜNYA'da bir yazı daha yayınlandı. Tevfik Güngör diyor ki, Formula 1 yarış pistinin görüntüleri günlerdir gazetelerde, TV'lerde yayımlanıyor. Yabancıların yaptıkları otomobiller ile yabancı sürücülerin yılda bir defa yarışmaları için yapılan ve 20 milyon dolar diyerek başlanıp 220 milyon dolara tamamlanan pistin Türkiye'nin kaderini değiştireceği anlatıla anlatıla bitirilemiyor!

İyi de... O pistte yarış izlemeye gidenler, o pisti görüntülemeye gidenler acaba, o pistin yanındaki Koç Lisesi'ni, Sabancı Üniversitesi'ni gördü mü? Veya bunların varlığını biliyor mu?

Koç Ailesi'nin yaptırdığı Koç Lisesi, 50 milyon dolarlık bir yatırım. Öğrenciler bu liseye girmek için yarışıyor. Çünkü bu lise iyi eğitim veriyor. Mezunları Batı'nın en iyi üniversitelerine burslu öğrenci olarak kabul ediliyor.

Koç Lisesi'nin biraz ilerisinde, Formula 1 yarış pistinin hemen önünde Sabancı Ailesi'nin yaptırdığı Sabancı Üniversitesi var. Türkiye'nin en yeni, en lüks öğrenci kampusu. 200 bin metrekare kapalı alanı var. Öğretim binaları, spor tesisleri, konferans ve konser salonları, öğrenci yurtları, öğretmen lojmanları, atölyeleri ile koskoca üniversite. Gidiniz, görünüz... Hani 5 yıldızlı turistik tesis derler ya... İşte o biçim... Bu pırıl pırıl üniversiteye 160 milyon dolar harcandı. Binası ile, teçhizatı ile...

Koç'un Rumelikavağı'ndaki üniversite kampusu ise binası ve teçhizatı ile 120 milyon dolarlık bir yatırım.

İstanbul Formula 1 takvimine 2005'te girdi. Yarışların yapıldığı İstanbul Park pistine 230 milyon dolar harcandı. Ancak daha ilk yarıştan sonra zarar ettiği gerekçesiyle pistin işletmesi Bernie Ecclestone'a devredildi. Türkiye'nin, yarışın İstanbul'da yapılabilmesi için Ecclestone'a her yıl ödediği miktar ise 13,5 milyon dolar. Ecclestone yılda 27 milyon dolar istiyıor. Bu nedenle gelecek yıldan sonra Formula 1 yarışı yapılamayacak.

Sonuç: İTO Başkanı Mehmet Yıldırım'ın "Güngör Uras ekonomiyi bilmiyor" dedikten sonra söyledikleri "yanına kaldı."

Formula 1'in savunucularına bugün kimse "N'oldu?" diye soramıyor. Olan milletin milyonlarca dolarına oldu.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
40 yılda ne değişti? 03 Ağustos 2018
Vizyon sahibi olmak 30 Temmuz 2018